Yazı kategorisi: Genel

“Mille-annum” Çağı Çocukları


Merhaba,

Öncelikle başlığı görünce “Ne diyor bu arkadaş?” diye sorabilirsiniz veya ne anlama geldiğini biliyorsunuzdur. Türkiye dahil neredeyse tüm dünya ülkelerindeki çağ atlamayı hepiniz farketmişsinizdir. Mesela, yıllar önce oynadığımız “taso”ları şimdilerde bulmak kolay değildir veya oyun kartlarını… Daha önceki, babalarımızın, dedelerimizin yıllarına gittiğimizde de “topaç” dedikleri durmadan dönen, tatlı, küçük şeylerle oynayanları da göremeyebilirsiniz. Dikkatinizi çekerim “oynayanları” diyorum. Topacı, Eminönü taraflarına gittiğinizde çoğu yerde bulabilirsiniz. Öyle ki, yerde ufak tefek şeyler satan satıcılar da bile bulabilirsiniz. Aklınıza “Madem bunların hepsi artık yok, şimdiki “ufaklıklar” ne yapıyor?” şeklinde bir soru gelebilir. Cevabını bu yazımızda anlatmaya çalışacağım.

Kendi kardeşim dahil, birçok küçük çocuğun şimdilerde nelerle uğraştığını tahmin etmek zor değildir diye düşünüyorum. Çocuklar artık mahalle maçları, seksek, dokuz taş, ebelemeç, kovalamaç, isim-şehir, taso, “Beyblade” (görselliği arttırılmış topaç), saklambaç, istop gibi oyunları oynamak yerine, evlerinde oturup TV’de çizgi film kanalları başında kendi yaşlarına uygun olmayan gençlik dizileri, çizgi filmleri izleyerek veya bilgisayarda oyun sitelerinde, online-çoklu oyunların başında vakit öldürüyorlar. İşte 4-5 yaşlarını 2000 yılından sonra yaşayan bu yeni nesil çocuklara “Milenyum Çağı Çocukları” deniyor.

Milenyum sözcüğü -tahmin edin hangi dil?- Latince mille, bin ve annum, yıl sözcüklerinin birleşmesiyle meydana geliyor (Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Milenyum). Sözcüğün anlamında da anlayacağınız üzere 2000 yılından sonraki çocukların olduğu bu çağa milenyum çağı çocukları deniyor.

Peki, nasıl oldu da bu çocuklar ilgi alanlarını bir anda bu kadar değiştirdiler? Gayet açık bir şekilde bilgisayar ve internet kullanımının artışı en büyük etkendir. Bunun dışında artık çocukların dışarıda aradıklarını bulamamaları da var tabii ki. Eskiden dışarıda ne vardı ki? Eskiden dışarıda, cipslerdeki tasoyu bulmak için eliyle cipste ellenmedik yer bırakmayan çocuklar vardı. Eskiden dışarıda, çevresinde iki büyük taş bulup, küçük ayaklarımızla 15 adım sayıp, kaleleri kurduktan sonra çift kale mahalle maçları yapan çocuklar vardı. Eskiden top sektirme rekoru kırmaya çalışan sporla ilgilenen çocuklar vardı. Tabii ki eskiden misketlerle dans eden çocuklar da vardı. Eskiden “kepmek” (bkz. https://eksisozluk.com/kepmek–185330) diye bir sözcük vardı. Karşımızdakinin tüm tasolarını aldığımızda söylediğimiz bir sözcüktü. Eskiden istop oynarken kimsenin bulamayacağı bir renk söyleyip başkalarını yakalamaya çalışan çocuklar vardı. Şimdilerde ise sadece bilgisayar, sadece televizyon var.

Sonuçta artık çocukların, benim de dahil eskilerde yaptığım şeylerin hiçbiri artık yapılmıyor. Kim bilir bundan 10-15 yıl sonra bizim çocuklarımız nasıl büyüyecek? Ne ile vakit geçirecek. Keşke, şimdiki nesil de bizim eskiden yaptığımız şeyleri yapabilse. Bakın “yapsa” demiyorum “yapabilse” diyorum. Yani sorun onların yapmaması değil yapamaması. Umarım sonraki nesil gerçekten işe yarar şeylerle çocukluklarını yaşarlar. Eğer yazamadığım, hatırlayamadığım oyunlar varsa kusuruma bakmayın.

Yorum bırakın