Yazı kategorisi: Biyografi, Tarih

Osman Gazi: Osmanlı Devleti’nin Kurucusu

Osman Gazi
Osman Gazi

Merhaba,

Bu yazımda Osmanlı Devleti’nin kurucusu ve beyliğin ilk padişahı olan Osman Gazi diğer adıyla Ataman Bey yada mahlasıyla yani lakabıyla Osmancık yada Fahrüddin hakkında birşeyler yazmak istiyorum.

1258 yılında Bilecik, Söğüt ilçesinde doğmuş ve 1 Ağustos 1326 yılında Bursa’da vefat etmiştir. Babası Ertuğrul Gazi ve annesi Hayme Hatun’dur. Saltanatı 27 yıl sürmüştür. O vefat ettikten sonra yerine oğlu Orhan Gazi geçmiştir.

1299 yılında Anadolu Selçuklu Devleti’nin uçbeyi olmaktan çıkıp bağımsızlığını ilan etmiştir. Moğol istilalarından kaçan Müslüman’ların, beyliğine sığınmasıyla birlikte siyasi ve askeri güç elde etmiştir. Çöküş döneminde bulunan Doğu Roma İmparatorluğu’ndaki karışıklıkların da etkisiyle kısa sürede Anadolu ve Doğu Roma’nın hakimi durumuna gelmiştir. Öldüğü zaman beylik, Eskişehir ile Bursa arasındaki topraklarda hüküm sürüyor, Doğu Roma İmparatorluğu’na ait İznik ve Bursa’yı abluka altında tutmaktaydı.

Osman Bey hakkında en eski eseri sırasıyla Ahmedî, Dâstân ve Tevarih-i Mûlûk-i Âl-i Osman’ ile Şükrullah, Behçetu’t-Tevarih ve Âșıkpaşazade, Tevarih-i Âl-i Osman eserleri sıralanabilir.

Babası Ertuğrul Gazi (bazı kaynaklara göre Erdoğdu Bey) Batı Anadolu’da Söğüt Ovası ile Domaniç Yaylasında yaşayan Oğuz Türkleri’nin Bozok boyunun Kayı kolundan olan büyük kalabalık bir obaya başkanlık etmekte idi. Osman Gazi onun küçük oğlu idi. Tarihçi İbni Kemal, Tevarih-i Al-i Osman adlı eserinde Ertuğrul Bey’in Anadolu’ya (Rum’a) geldiğinde iki oğlu bulunduğunu, Söğüt’te göçebe yaşamının sürdürürken 1254’de (hicri 652’de) “aslan yapılı ay yüzlü” küçük oğlu Osman’ın doğduğunu bildirir. Halk söylentilerine göre annesi (ya da babaannesi), Hayma Ana’dır. Yine tarihçi İbni Kemal, Osman’ın gençliğinde “yiğitler arasına girdiğini” ve “vurmada, tutmada, durmada ve oturmada herkesi kendini uydurduğunu” belirtir ve kardeşlerden en küçüğü olmakla beraber “şimşir (kılıç) ve tedbirle cümlesinden evvel olduğunu” bildirir. Bu anlatımın Oğuz destanınin temalarına benzer şekilde işlenmiş olduğu barizdir.

1281 yılında 23 yaşında iken Kayı Boyu’ndan Ömer Bey’in kızı Malhun Hatun ile evlendi. Bu evlilikten daha sonra Osmanlı Devleti’nin başına geçecek olan Orhan Gazi doğdu. Daha sonra Şeyh Edebali’nin kızı Bala Hatun ile evlendi. Bu evlilikten de Alaeddin Bey dünyaya geldi.

1281 yılında babası Ertuğrul Bey 90 yaşlarında iken ölmüştür. Birçok tarihcinin anlaştığı görüşe göre, Kayı aşireti beyliği için beylik görevi değişmesi barışçıl olmamış ve beylik görevini üzerine alabilmek için Osman Gazi yakinları ile “taht mücadelesi” yapmıştır. Bu mücadelenin kimle yapıldığı ve nasıl geliştiği tartışmalı olup değişik tarihçiler değişik anlatımlarda bulunmaktadırlar.

Okumaya devam et “Osman Gazi: Osmanlı Devleti’nin Kurucusu”

Yazı kategorisi: Biyografi, Tarih

II. Abdülhamid Han

II. Abdülhamid Han Osmanlı’nın ilk ve tek anayasasını düzenleyen II. Abdülhamid Han!

Saltanatı doğumundan 34 yıl sonra 34. padişah olarak 1876’da başlayıp 32 yıl sürdü ve vefatından 10 yıl önce 1908’de sona erdi.

21 Eylül 1842’de doğdu ve 10 Şubat 1918’de vefat etti. Babası Abdülmecid Han ve annesi Tir-i Müjgan Sultan’dı. Çok iyi bir tahsil görerek Fransızcayı ve din ilimlerini en iyi şekilde öğrendi. Amcası Abdülaziz Han onu Mısır ve Avrupa seyahatlerinde yanında götürdü. Abdülaziz Han’ı tahttan indirip şehit ettiren, böylece Osmanlı Devleti’nde idareyi ele geçiren batı kuklası bazı paşalar, V. Murat’ın şuurunun bozulması üzerine, devlet işlerine karışmaması ve yalnız millet meclisinin çıkaracağı kanunlara göre hareket etmesi koşuluyla, Abdülhamid Han’u sultan ilan ettiler.

II. Abdülhamid tahta çıktığında Osmanlı Devleti büyük sıkıntılar içindeydi. Karadağ ve Sırbistan’da savaş kötüye gidiyordu. Ama bu arada Sadrazam Mithat Paşa ve arkadaşlarının isteği üzerine 23 Aralık 1876’da Birinci Meşrutiyet ilan edildi. Ancak gayrimüslimlerin dahi yer aldığı Meclis-i Mebusan’ın ilk işi Rusya’ya harp ilanı oldu. 93 harbi diye tarihe geçen bu savaş, Osmanlı Devleti için tam bir felaket getirdi. Ruslar İstanbul önlerine kadar geldi. Bir milyondan fazla Türk, Bulgaristan’dan İstanbul’a hicret etti. Mütareke isteyen Sultan Abdülhamid, ilk iş olarak devleti parçalanma ve yok olma yoluna doğru götüren Meclis-i Mebusan’ı kapattı (13 Şubat 1878) ve devlet idaresini eline aldı. Ayastefanos antlaşması ile Osmanlı Devleti Makedonya, Batı Trakya, Kırklareli, Kars, Ardahan ve Batum’u kaybediyordu. Ancak İngiltere ile anlaşan Abdülhamid Han, Kıbrıs’ın idaresini onlara bırakmak şartıyla, yeniden topladığı Berlin Konferansı’nda kaybedilen toprakların bir kısmına sahip oldu.

Okumaya devam et “II. Abdülhamid Han”